Film Eleştirilerim (Movie Reviews)

Alita: Savaş Meleği (Alita: Battle Angel)

(Şubat 2019)

Tür : Bilim Kurgu , Aksiyon , Romantik
Yapımı : 2019 - ABD,  Arjantin, Kanada
Yönetmen: Robert Rodriguez
Senaryo: James Cameron,  Robert Rodriguez,  Laeta Kalogridis
Yapımcı: James Cameron,  Robert Rodriguez
Oyuncular: Rosa Salazar,  Christoph Waltz, Jennifer Connelly, Jackie Earle Haley, Ed Skrein, Mahershala Ali ve Michelle Rodriguez.

Bütçe: 200 Milyon ABD Dolar

IMDB Puanı: 7,6/10
Benim Puanım: 7,8/10



Trailer:


ÖZET:
Japon Yukito Kishiro'nun aynı adlı sevilen manga serisinden uyarlanan Alita: Battle Angel'ın (Alita: Savaş Meleği) yönetmen koltuğunda Desperado, Once Upon A Time in Mexico ve Sin City gibi filmlerden tanıdığımız Robert Rodriguez otururuyor. Filmin senaryosunu ise Oscar Ödüllü usta yönetmen James Cameron ve Laeta Kalogridis kaleme alıyor.

Film özetle, geleceğin dünyasında, Mars'la savaşan dünyanın Cyborg ve robot çöplüğüne dönmüş alt dünyada tesadüf eseri canlı bulunan bir genç ruhlu ama 300 yıllık bir Cyborg'un duygu yoğunluklu yaşam yolculuğunu ve aksiyon mücadelesini konu ediniyor.


DEĞERLENDİRME:
Bu günlerde sinemalarda geleceğin dünyasına ve robotlara, Cyborg'lara ilişkin filmler artmaya başladı. Replikalar'dan sonra, Alita:Savaş Meleği ilginç bir tesadüf oldu doğrusu. Fakat iki filmin tek benzerliği geleceğin dünyasını ve uzun yaşamı konu edinmesi diyebiliriz. Alita, Replikalar'dan çok daha kaliteli bir film bence.

Alita'da klonlamadan ziyade Cyborg'lar var. İyilikle kötülük her zaman olduğu gibi kıyasıya mücadele ediyor.

Alita, Melek yüzlü, genç ruhlu, çocuksu hareketlere sahip mükemmel bir savaşçı.  Kalbi son derece temiz ve duygusal. Bir insandan çok daha merhametli ve duygusal diyebiliriz.

Film, Dr. Dyson Ido'nun (Usta oyuncu Christopher Waltz) Cyborg çöplüğünde işe yarar parça ararken tesadüf eseri Alita'yı bulmasıyla başlıyor. Beyninin hala canlı olduğunu görünce, hemen ameliyathenesine götürüyor Alita'yı ve ona öldürülen küçük kızının Cyborg bedenini monte ediyor. Ve ona kızının ismi olan Alita'nın adını veriyor. Dr. Ido son derece iyi niyetli ve yardımsever. Alita ise geçmişini bir türlü hatırlayamayan bir Cyborg. Fakat içgüdüleri ve refleksleri sayesinde bir savaşçı olduğunu anlaması uzun sürmüyor. Dr. Ido, Alita'yı tıpkı kızı gibi çok seviyor ve tehlikelerden uzak tutmaya çalışıyor. Jennifer Connely ise Dr. Ido'nun eski eşi. Kızlarının ölümünü kabullenemeyen anne, karanlık tarafa kayarak, Dr. Ido'nun tersine pek de iyi işlerle uğraşmıyor. Filmin sonuna doğru annelik içgüdüleri ağır basıyor ama.....

Filmin bundan sonraki kısmını anlatmayayım isterseniz. Henüz izlememiş olanlara spoiler vermiş olmayalım. Fakat filmin tekniği, görselliği, felsefesi ve ana fikri üzerinde durabiliriz biraz daha.

Filmin çekim teknikleri son derece iyi. Aksiyon sahneleri, IMAX çekimi, 3D'si, müzikleri, diyaloglar oldukça başarılı. En büyük eleştirim, Alita'nın MANGA görüntüsünün abartılması. Son derece iri gözlerine rağmen, insan figüründen uzak manga görüntüsü bana pek çekici gelmedi. Tüm insani ve sevimli, gerçekçi hareketlerine rağmen tam anlamıyla CYBORG'e ısınamadım. Gerçi filmin içinde de bu tema sıkça sorgulanıyor ve sanki "Ey insanlık!. Cyborg dünyasına hazır olun, çok yakın bir gelecekte onlar da bizlerden biri olacak!.." şeklindeki bilinç altı işlemesini hisseder gibi oluyorsunuz.

Gelelim usta oyuncu  Christopher Waltz'e. Çok iyi bir oyuncu olmasına rağmen, filmde sanki tekdüze gibiydi. Belki de iyi rollerde görmeye alışık olmadığımızdan da kaynaklanabilir bu durum. Fakat yine de izlemesi keyif veren bir oyuncu.

Son sahnede ise bir başka usta oyuncu görünüyor. Kim olduğunu yazmıyorum. Filmin devamı da geleceğinden diğer seride bu usta oyuncuyu daha sık göreceğiz tahminimce. Filmin ikincisini merakla bekliyorum sırf bu yüzden...

Özetle film teknik ve görsellik açısından 8,5/10; senaryo ve felsefe açısından 7/10 puan alıyor nacizane bir sinema sever olan bendenizden. Ortalama puan 7,8/10 😎

Vaktiniz ve bu tarz konulara merakınız varsa filme muhakkak gitmenizi öneririm.

İyi seyirler...😉

Quotes:
Alita: I'd do whatever I had to for you. I'd give you whatever I have. I'd give you my heart.
Alita: I do not standby in the presence of evil!
Dr. Dyson Ido: This is just your body. It's not bad or good. That part's up to you.
Alita: I don't mean to be rude, but am I supposed to know you?
Dr. Dyson Ido: Actually we just met.
Alita: [blinding Grewishka] *FUCK* Your Mercy
Hugo: We go back we'll be on the run forever
Alita: [reassuring him] But we'll be on the run together
Alita: You made the biggest mistake of your life.
Vector: And what's that?
Alita: Underestimating who I am.
Vector: Don't you think it's time for you to go to Zalem?
Chiren: What i want is not there.
Vector, Nova: [on Alita] She is disrupting the natural order of things she must be destroyed
Grewishka: [mockingly to Alita before stabbing her pet dog] Oh... so innocent
Alita: [to Ido] I'm not your daughter. I don't know what I am.
[repeated line]
Grewishka: Little FLEA
Vector: [from the trailer] She is the last of her kind
Vector: [from the trailer] Tonight is not a game... it is a hunt I'm offering 50,000 to whoever destroys the girl called Alita
Vector: You destroyed Grewishka... my champion
Vector, Nova: [staring at his stab wound given by Alita] That... looks... fatal
Dr. Dyson Ido: [To Alita ] Wait here.
[pauses ]
Dr. Dyson Ido: Try not to kill anybody.
Vector: [to Zapan] I need to to destroy a girl called Alita.


***




Replikalar (Replicas):


(Şubat 2019)



IMDB Puanı: 5,4/10
beyazperde.com Puanı: 2/5
Benim Puanım: 6/10

Trailer:

Yönetmen: Jeffrey Nachmanoff
Yazarlar: Chad St. John (screenplay by), Stephen Hamel (story by)
Oyuncular: Keanu Reeves, Alice Eve, Emily Alyn Lind
Süre: 107 Dakika.
Filmin bütçesi:$30,000,000 (tahmini)
Açılış haftası ABD hasılatı: $2,375,325, 13 Ocak 2019.
ABD toplam hasılat: $4,029,142,  7 Şubat 2019.
ABD genelinde bütçesinin ancak bir kısmını kurtarıyor film.

DEĞERLENDİRME:
Gelelim filmle ilgili değerlendirmelerimize...

Passenger ve Transformers filmlerinin yapımcılarına ait Replicas’ın çekimleri, Porto Rico’da gerçekleşiyor. Son derece güzel ve bakir bir doğa görüntüsüyle başlıyor film.

Son dönemlerdeki ortaya çıkan en ilginç bilim kurgu filmlerinden birisi aslında. Benzer bir konuyu daha önce işlemiş olan "Chappie" adlı filmle bir çok ortak yönü var filmin. Her iki filmde de insanın ölümsüzlüğü hedefleniyor. Bedenin yaşlanıp yok olması, zihnin de belli bir süre sonra yok olmasını getiriyor malumunuz. Peki ya zihnin bir şekilde aktarılabilmesi mümkün olsaydı!...İşte her iki filmin en önemli ortak noktası da burası. Zihnin elektronik ortama bir şekilde aktarılmasıyla, tüm anılar, hayaller ve ruh da bir nevi haşaa ölümsüzlüğe kavuşuyor. İnanılmaz ve saçma geliyor değil mi? Ama söz konusu Hollywood olunca ne dinde ne de bilim kurguda sınır tanınmıyor!...

Replikaları Chappie'den ayıran en önemli kısım, sadece zihnin değil, bedenin de aktarılabiliyor olması. Daha doğrusu bedenin de klonlanabilmesi. Hem bedenin klonlanabilmesi, hem de zihnin aktarılabilmesi sayesinde film, benzerlerine göre bence eşsiz bir ana fikre sahip. Fakat film, kurgu, oyunculuklar ve senaryo anlamında iyi bir noktada değil. Üzerinde biraz daha titiz çalışılabilseydi, bence mükemmel bir film olabilirdi.

Keanue Reeves, filmin hem yapımcısı, hem de başrol oyuncusu. Milyon dolarlık bir projenin başındaki nörobilim uzmanı olan William Foster'ı oynuyor Reeves. Projenin klonlamadan sorumlu önemli bilim insanı ve aile dostu (?) rolünde ise Ed (Thomas Middleditch) var. Özellikle savaşlarda ağır yaralanan askerlerin eğer zihinleri henüz ölmemişse, zihni kopyalayıp, robotik bir bedene aktarma üzerine kurulu proje. Fakat deneklerin hemen hemen hepsinde başarısız oluyor Foster ve ekibi. Çünkü denekler, robota dönüştüklerini kabullenemeyip, genelde çıldırıyorlar. Fakat hatırlarsanız Chappie filminde robotik bir beden son derece normal karşılanıyordu zihin tarafından. Adaptasyon son derece kolay gerçekleşiyordu. Bu filmde ise kurgu zaten bunun üzerine kurulu. Robotik bir bedeni kabullenemeyen insan zihni, acaba klonlanmış bir beden olduğunu öğrense bunu kolay kolay kabullenebilir mi? Projenin başarısız bir şekilde ilerlemesi ve milyon dolarlık masraflar üzerine Foster ve ekibi, işlerini kaybetme ve projeyi noktalama tehlikesi ile karşı karşıya kalıyor.

Aklı projede olan William Foster (Reeves), ailesiyle yağmurlu ve fırtınalı bir günde hafta sonu tatili için yola çıkıyor. Fakat eşinin arabayı kenara çekip bekleme uyarılarına aldırmadan adeta ölüme doğru inatla sürüklüyor ailesini. Sonuç olarak çok acı bir şekilde yitiriyor ailesini trafik kazasında. Eşinin ve çocuklarının cansız bedenini tek tek taşıyor  gölden. Bu sahneler son derece acıklı geçiyor. Foster durumu bir türlü kabullenmiyor ve ani bir kararla arkadaşı Ed'i çağırarak imkansızı gerçekleştirme yolunda olağanüstü güdülüyor kendisini. Arkadaşı istemeyerek de olsa yardım ediyor Dr. Foster'a. Ve sonuç olarak iki haftalık bir sürede hem ailesinin bir üyesi hariç bedenlerini oluşturuyor, hem de zihinlerini aktarmayı başarıyor bu bedenlere. Küçük kızları için klonlama kabini yetmediğinden sadece zihnini kopyalamakla yetiniyor acı bir şekilde. Ve ailesinin zihinlerinden küçük kızı ile ilgili tüm anıları siliyor. Karısı Mona (Alice Eve), bir şekilde bir gariplik sezinliyor. Bunu üzerine Foster sevgili eşine, çok sevdiği hayat arkadaşına her şeyi açıklamak zorunda kalıyor. Eşinin tepkileri ve yaşadığı şok üzerinde aslında daha fazla durulabilecekken nedense bir şekilde geçiştiriliyor bu kısım.

Filmin buraya kadarki kısmı bence son derece güzel ve üzerinde biraz da olsa uğraşılmış kısmı idi. Ama filmin bundan sonraki kısmı ise son derece gereksiz ve sıradan olmuş!. Sıradanlık, aile dostu Ed'in, Foster'a ihanet etmesiyle başlıyor. İşini kaybetmek istemeyen Ed, Bionyne Industries'in direktörü ile işbirliği yaparak Foster'dan bir şekilde bu müthiş bilimsel buluşun formülünü almaya çalışıyor. Daha doğrusu, formülü alması için direktöre yardım ediyor. Muhtemelen Ed de, işin çirkin tehditler ve cinayetler içerebileceğini bilse belki de yardım etmek yerine, projenin yapıldığı yer olan Porto Riko'dan dünyanın ücra bir yerine kaçmayı düşününürdü herhalde.

Netice olarak Foster, eşi Mona'nın da yardımıyla bir şekilde kötü adamları yeniyor ama Ed ölüyor.
Her önemli buluşta olduğu gibi, bu buluşta da ticaret ve paranın çekici gücü ortaya çıkıyor ve filmin sıkıcı kısımları bu tema üzerinde ilerliyor.

Foster, filmin en çok kazananı. Hem ailesini kazanıyor, hem kendi bedenini robota aktarıyor, hem de en küçük kızlarına bir beden kazandırarak onu geri getiriyor. Karısı Mona'nın şaşkınlığı küçük kızlarının gelmesi sonrasında bitiyor ve kocasına büyük bir sevgi besliyor. Aslında filmin en önemli ikinci detaylarından birisi, Foster'ın kendi zihnini bir şekilde robotik bedene aktarması ve yeni bedene zihnin son derece normal tepki vermesi diyebilirirz. Foster bir şekilde diğer kopya zihne ve bedene hükmediyor ve onu kolay bir şekilde yönlendirebiliyor. Zaten kötü adamları yenmesinin sırrı da robotik bedeni sayesinde gerçekleşiyor. Filmdeki kurgusal hatalardan birisi, arkadaşı Ed'in Foster'ın robotik bedenini bildiği halde her nasılsa bilmiyormuş gibi davranması ve bu sayede ölüme gitmesi diyebiliriz.

Filmin sonunda hem Foster kazanıyor, hem de Foster'ın ailesinin kimliğini gizleme karşılığında direktör ve şirketi kazanıyor. Direktör ölmesine rağmen Foster, direktörle ölümü öncesinde anlaşma yaparak, bedenini ve zihnini kopyalıyor ve  film; paranın gücü ve aile saadeti temasıyla sonlanıyor.

Çok daha iyi bir film olabilecekken, hedefi ıskalamış bir film  olarak neticeleniyor Replikalar maalesef. Filmden çıktığımda hem tatlı hem de ekşimsi garip bir tat kaldı zihnimde diyebilirim. Ama türünün meraklılarına ve bilim kurgu sevenlere tavsiye ederim yine de izlemelerini...


Did You Know? (From IMDB website)
Trivia
The story and screenplay for REPLICAS was developed at Keanu Reeves and Stephen Hamel's production company Company Films. Hamel writes the majority of all the stories produced there.

Goofs
When Keanu Reeves' character grabs the orange juice carton from his son, the juice spills out onto the table yet no one seems to notice. See more »

Quotes
Will Foster: We're the sum total of what has happened to us and how we processed it. That's what makes us us. It's all neurochemistry.
Mona: Do you really believe that? That's all I am? Your children? Just pathways, electrical signals and chemistry? You have kids that love you and a wife that adores you and we have a scientist.

Alternate Versions
In India, the film was given a UA certificate by the CBFC after following cuts were made:
Removed both the scenes of needle going into the eye. (1.01.50 and 1.34.20)
Muted the word bastard. (1.26.10)
Removed the shots of nudity and semi-nudity. (41-42 mins)
See more from IMDB

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder