8 Şubat 2022 Salı

Enerjinin Geleceğinde Kömür

Pandemik Covid salgınının şoku sonrası yeniden ivmelenen sektör, tüm hammaddelerde olduğu gibi, enerji hammaddelerinde de inanılmaz tüketim artışı yaşıyor. Tüketim artışları beraberinde rekor fiyatlanmaları da getiriyor ve her geçen gün hammadde fiyatlarının nereye gideceği tartışılıyor. Fosil enerji kaynağı fiyatları da yukarı yönlü çıkmaya devam ediyor.

Diğer taraftan zorlu kış şartları, fosil enerji kaynaklarından olan kömürün önemini bir kez daha öne çıkardı diyebiliriz. Mevsimsel şartlar, rüzgar ve güneşteki verimliliği azalttığından, kömür santralleri yeniden devreye girmeye başladı. Kömürün geleceği senaryoları bir kez daha tartışılır oldu. Kömürsüz bir gelecek mi, yoksa kömürle birlikte sürdürülebilir bir enerji geleceği mi öne çıkacak? 

Bu kısa yazı, kömürün her şeye rağmen önemini koruduğu ve gelecekte de koruyacağı tezi üzerine kurulmuştur.

ABD Enerji Ajansı (EIA) tarafından yapılan 2050 projeksiyonunda 2020 yılında ikinci sırada yer alan kömürün, 2050 yılında petrol, yenilenebilir ve doğal gazın ardından dördüncü sıraya gerileyeceği tahmin edilmektedir. Şekil-1'deki grafiğe göre yatay bir tüketim seyri izleyecek olan kömürün diğer kaynaklara göre sadece tüketim payı içerisinde bir azalma olacağı görülmektedir. 

Şekil-1: 2020-2050 Yılları Arasında Kaynaklara Göre Birincil Enerji Arzı Tahmini (EIA, 2021)

Uluslararası Enerji Ajansı tarafından, günümüzde mevcut enerji politikalarının gelecekte de fazla değişmeden sürdürüleceği varsayımına göre yapılan tahminlerde ise dünya birincil enerji talebinin 2017 yılına göre yaklaşık %45,3 oranında artış göstererek 2040 yılında 19.637 mtep seviyesine yükseleceği, bu miktarın kaynaklara dağılımında önemli farklılıkların olmayacağı öngörülmektedir. 


Şekil 2: Dünya Birincil Enerji Arzının Gelişimi, IEA Mevcut Politikalar Senaryosu, 2018.

Uluslararası Enerji Ajansı’nın; yenilenebilir ya da alternatif yakıtların kullanımlarının artacağı ve enerji verimliliğine ya da karbon emisyonlarının azaltılmasına yönelik çabaların geliştirileceği öngörülerine dayalı olan iyimser “Yeni Politikalar Senaryosu” nda kömürün 2040 yılında küresel enerji arzı içerisindeki payı %23,1 düzeyinde tahmin edilmektedir (IEA, 2018).

Mevcut Politikalar Senaryosu’nda ise; 2040 yılında petrolün payı %27,5 ve kömürün payı %27,1 olacaktır. Kömürü %24 ile doğalgaz izleyecektir. Söz konusu yılda; nükleer enerjinin payı %5,3 ve diğer kaynakların payı ise %16,1 olacaktır (IEA, 2018).

Dolayısıyla, Uluslararası Enerji Ajansı, mevcut enerji politikalarının gelecekte de fazla değişmeden sürdürüleceği varsayıldığında, kömürün, dünya enerji bileşimi içerisindeki belirleyici konumunu en azından önümüzdeki 25 yıl içerisinde de sürdüreceğini öngörmektedir.

Kömürün Ülkemiz açısından geleceği değerlendirildiğinde, tek fosil kaynağımız olan kömürün muhakkak yeni ve yerli teknolojiler ile kullanılması gerektiği ortaya çıkmaktadır. Nasıl ki Almanya'nın kömür zenginlikleri, on dokuzuncu yüzyılın sonlarında yükselişinin ana nedeni olmuşsa ve de iki büyük dünya savaşı boyunca ülkeyi ayakta tutmuşsa, yerli kömürlerimiz de Ülkemizi enerjide daha bağımsız ve güçlü kılacaktır.