23 Temmuz 2019 Salı

MADENCİLİK PROJELERİNDE GENEL FİZİBİLİTE SÜREÇLERİ (FEASIBILITY PERIODS IN MINING PROJECTS)

MADENCİLİK PROJELERİNDE GENEL FİZİBİLİTE SÜREÇLERİ 

(FEASIBILITY PERIODS IN MINING PROJECTS)

Dr.Metin AKTAN
Maden Y. Mühendisi
(TKİ Kurumu Strateji Geliştirme Müdürü ve Genel Müdür Dan.)
E-posta: aktanm@tki.gov.tr,
Tel: +903125401006




1       GİRİŞ

Türkiye, endüstriyel ve metalik maden kaynakları açısından önemli bir çeşitliliğe sahipken, enerji hammaddelerinde mevcut verilere göre kömür dışında yeteri kadar kaynağa sahip bulunmamaktadır. Yaklaşık 60 farklı tipte mineralin üretildiği ülkemiz, dünya madencilik endüstrisinde önemli bir yere sahiptir. Türkiye, mineral çeşitliliği açısından dünyada 10. sırada, üretim bakımından 28. sırada yer almıştır. Dünya piyasalarında önemli 90 çeşit mineralden 77 tanesi ülkemizde bulunmaktadır. Ayrıca önemli 50 farklı tipte mineral yeterli miktarda ve kalitede bulunurken, sadece 27 farklı mineral yeterli kalitede ve miktarda bulunmamaktadır. (11. Kalkınma Planı Madencilik Politikaları Özel İhtisas Komisyonu Raporu, 2018)
Dünya bor rezervinin % 72’ si, endüstriyel hammadde rezervinin % 2,5’ u, metal maden rezervinin % 0,4’ ü, doğal taş rezervinin ise % 30’u ülkemizde bulunmaktadır. Türkiye jeotermal potansiyeli bakımından, Avrupa’nın 1’nci, Dünyanın 7’nci ülkesi konumundadır. (11. Kalkınma Planı Madencilik Politikaları Özel İhtisas Komisyonu Raporu, 2018)
Konuyu istatistiksel verilerle biraz daha açarsak, Ülkemiz;
·      Bor üretiminde ve kaynak miktarında dünya 1’ncisi,
·      Altın üretiminde Avrupa 1’ncisi,
·      Mermer, Feldspat, Bentonit, Magnezyum ve Krom üretiminde dünya 2’ncisi,
·      Perlit ve Stronsiyum üretiminde dünya 4’ncüsü,
·      Çimento ve kireç üretiminde dünya 8’ncisi,
·      Kaolen üretiminde dünya 9’ncusu,
·      Demir - Çelik üretiminde ise dünya 11’ncisidir.
Ülkemiz toplam kömür kaynağı yaklaşık 19 milyar ton olup, bunun 1,5 milyar tonu taşkömürüdür. (MTA, 2019) Yıllık ortalama 1,5-2 milyon ton civarında tüvenan taşkömürü üretimi yapılmaktadır. Toplam linyit kaynağımız ise 17,48 milyar ton olup, yılda 85-90 milyon ton civarında tüvenan linyit üretimi yapılmaktadır.
Yukarıda bahsedilen önemli istatistikler ülkemizin mevcut arama verilerine göre oluşmuş olup, fotoğrafın sadece bir kısmını yansıtmaktadır. Ülkemizin tamamını kapsayan arama çalışmaları tamamlandığında ise fotoğrafın tamamı ortaya daha net çıkacaktır.
Maden kaynaklarının bulunup ortaya çıkarılması kadar bu kaynakların daha verimli ve ekonomik değerlendirilmesi çok daha önemli bir noktadır. Bu noktada madencilik projelerindeki genel fizibilite süreçleri ve bu süreçlerin uluslararası kriterlere göre yapılmasının öneminden bahsetmek gerekmektedir.
Türkiye’de madencilik ve enerjideki yeni eğilimler altta listelenmektedir (11. Kalkınma Planı Madencilik Politikaları Özel İhtisas Komisyonu Raporu, 2018):
1.   Dünyada geçerliliği olan uluslararası standartlarla uyumlu olarak hazırlanan Kaynak\Rezerv, ön fizibilite ve fizibilite raporları
2.     Yeni maden proje ve yatırımları için uluslararası finans kuruluşlarına yönelim
3.      Sürdürülebilir madencilik; sürdürülebilir yönetim ve raporlama
4.      Entegre yönetim sistemleri (ISO 9001-ISO 14001-OHSAS 18001)
5.      Sosyal etki değerlendirmeleri
6.      Sosyal onay
7.      ERP kurumsal kaynak planlama yazılımları (sap-axapta v.b).
Bahse konu listedeki en önemli başlıklardan ilk ikisi uluslararası standartlarla uyumlu raporlama ve yeni maden proje ve yatırımları için uluslararası finans kuruluşlarına yönelimdir. Her ne kadar farklı maddeler olarak yazılmış olsalar da, aslında bu iki madde birbiriyle son derece bağlantılıdır. Uluslararası finans kuruluşlarından kredi alabilmenin ön koşulu, projenin güvenilirliği ve raporlamalarının uluslararası standartlara göre hazırlanıp hazırlanmadığıdır. Kaynak\Rezerv, ön fizibilite ve fizibilite raporları içeriğinin herhangi bir soru işaretine mahal vermeyecek şekilde detaylı ve tarafsız hazırlanması ve muhakkak çapraz doğrulamasının yapılması gerekmektedir.
Son yıllarda başta Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığımızın önderliğinde olmak üzere uluslararası standartlarla uyumlu ülkemize özgü UMREK kodunun geliştirilmesi ve tabana yayılması konusunda oldukça önemli çalışmalar yapılmıştır.
Bu yazıda özellikle UMREK’in geliştirilme amacına uygun olarak madencilik projelerindeki genel fizibilite süreçlerinin nasıl olması gerektiği ile ilgili genel bilgiler anlatılacaktır.

2       GENEL TANIMLAR

Madencilik projeleri ile ilgili temel tanımlar altta verilmektedir.
Proje: Teknik ve ekonomik yapılabilirliğe sahip minimum yatırım şeklinde veya bir toplumda belirli bir zaman süresi içinde, mal ve hizmetlerin üretimlerini artırmak için, bazı imkânları yaratma, genişletme veya geliştirmeye dönük bir öneri olarak tanımlanabilir. Projede temel olan iki önemli unsur; projenin her şeyden önce yapılabilirliği ve ekonomikliğidir.
Maden kaynak ve rezerv tanımı ve bunların sınıflandırılması, maden varlıklarının değerlemesinde sıklıkla kullanılan kavramlardır. Bu nedenle bu bölümde bu kavramların JORC (2012) koduna göre tanımları verilecek ve sınıflandırılacaktır. JORC (2012) kodu, maden arama sonuçları, maden kaynakları ve cevher rezervlerinin halka açık raporlanması için geliştirilmiş Avustralya kaynaklı bir yönetmeliktir.
Maden kaynağı:
     Yer kabuğu üzerinde ya da içinde bulunan ekonomik öneme sahip bir zuhur ya da konsantrasyondur. Bu zuhur ya da konsantrasyon, nihai aşamada ekonomik olarak üretilebilecek şekil ve miktarda bulunur. Bir maden kaynağının lokasyonu, miktarı, tenörü, jeolojik özellikleri ve sürekliliği, jeolojik bilgi ve verilerden bilinir, kestirilir ya da yorumlanır. Nihayetinde ekonomik bir üretime yol açmayacak bir saha ya da onun bölümleri, Maden Kaynağı içine dâhil edilmez. (TERCAN, 2015)
     Maden kaynağı, varsayılan ve kanıtlanabilen teknik ve ekonomik koşullar altında, bir bütün olarak ya da kısmen, ekonomik olarak üretilebilir olan bir cevherleşmedir.
     Maden kaynakları, artan jeolojik güvene göre Ölçülen (Measured), Gösterilen (Indicated) ve Çıkarsanan (Inferred) Kaynaklar şeklinde gruplandırılır.
Kaynak raporu (Maden Kanunu’ndaki tanımı): Yerkabuğunda veya derinliklerinde; biçim, nitelik ve nicelik olarak muhtemel ekonomik beklentileri karşılayacak katı, sıvı ve gaz birikimlerine ilişkin bilgileri içerir.
Maden rezervi: Ölçülen ya da Gösterilen Kaynağın ekonomik olarak işletilebilir bir bölümüdür. Üretimde ortaya çıkan kayıpları ve seyrelmeleri içerir. Uygun değerlendirme ve incelemeler yapılmış olup gerçekçi bir şekilde varsayılan madencilik, metalurjik, ekonomik, pazarlama, hukuki, sosyal ve devletle ilgili faktörlerin göz önüne alınmasını gerektirir. Bu değerlendirmeler, raporlama zamanında üretimin uygun bir şekilde yapılacağını göstermelidir. (TERCAN, 2015)
Maden rezervleri, maden kaynaklarının bütün madencilik faktörleri uygulandıktan sonra tonaj ve tenörün kestirildiği ve bu kestirimi yapan yetkili kişinin görüşüne göre geçerli olan bir projeye temel olan bir bölümdür. Maden Rezervlerinin raporlanmasında proses kazanım faktörlerine ilişkin bilgiler büyük bir önem taşır ve halka açık raporlarda bu bilgilere her zaman yer verilmesi gerekir.
“Ekonomik bir şekilde üretilebilir” terimi maden rezervinin uygun finansal varsayımlar altında tutarlı bir şekilde üretilebileceğini ifade eder. “Gerçekçi bir şekilde varsayılan” terimi ise yatağın tipi, yapılan incelemenin seviyesi ve şirketin finansal kriterlerine bağlıdır. Bu nedenle ekonomik olarak üretilebilir teriminin sabit bir tanımı yoktur. Bununla birlikte şirketlerin yatırılan sermayeyi kabul edilebilir bir oranda geri kazanacakları ve projedeki yatırımcılara geri dönüşlerin alternatif yatırımlarla rekabet edebilmesi beklenir.
   
Şekil 2: Maden planlamaya ait temsili fotoğraf (Indian Minerology, 2016)

3        MADENCİLİK PROJELERİ GENEL BAKIŞ

Proje analiz yöntemleri esas olarak aşağıda belirtilen iki kapsamlı gruba ayrılabilir (Torries, 1998):


Madencilik projelerini değerlendirirken, hem pozitif analiz yöntemlerine hem de normatif (kurallara uygunluk) değerlendirme yöntemlerine uygun olarak proje analizlerini yapmakta fayda vardır. Büyük yatırımlar gerektiren projelerde, eksik yapılan değerlendirmeler ilerleyen aşamalarda büyük zararların oluşmasına sebebiyet verebilmektedir.
Proje analizlerini farklı kategoriler altında birçok alt kollara ayırmak mümkündür. Analizde kullanılan teknikler başlıklar halinde altta yer almaktadır (Ayanoğlu & İlter, 1996):
Yukarıda belirtilen analiz yöntemlerinin her biri ayrı bir uzmanlık alanı gerektirmekte olduğundan, proje analiz ekibinin farklı disiplinlere ait uzmanlık belgesine sahip kişilerden oluşması oldukça önemlidir. Ekip çalışması ile doğru bir şekilde oluşturulan proje, riskleri ve geleceğe yönelik belirsizlikleri de en aza indirir.
Çeşitli analizleri içermek üzere hazırlanmış olan raporlar ilgili finans kuruluşunca dikkatli bir şekilde incelenmektedir. Bu incelemeler için Uluslararası finans kuruluşları enerji, madencilik ve diğer ilgili disiplinlerde konusunda uzman kadrolar istihdam etmektedirler. Bu nedenle projeler sadece finansal açıdan değil teknik, stratejik ve çevresel açıdan da dikkatli bir şekilde değerlendirilmektedir.
Madencilik projelerindeki genel yatırım aşamaları altta listelenmektedir:

Madencilik projelerindeki genel yatırım aşamaları tablosunda genel ifadelerle belirtilmiş olan madencilik projesinin aşamaları genel olarak şu şekilde ifade edilebilir:
Tablo 2: Madencilik projeleri genel yatırım aşamaları

Madencilik projelerindeki genel yatırım aşamaları işletilen madenin türüne göre süreç anlamında değişkenlik gösterebilmektedir. Altta detayları verilen şekilde, maden aramadan madenin üretimine kadar geçen süreçteki aşamalar ve artan bilgi miktarına yer verilmektedir.
Şekil 3: Maden varlığı bilgi düzeyi ile proje aşamaları (TERCAN, 2015)
Tablo 3’te örnek olarak bir kömür projesine ait termin programı verilmektedir. Bu termin programına göre maden sahasına ait arama, kapsam belirleme çalışması, ön fizibilite aşaması ve fizibilite çalışması olmak üzere toplam süreç yaklaşık 3,5-4 yıl sürebilmektedir.
Tablo 3: Elektrik üretimi amaçlı kömür projeleri ile ilgili genel termin programı



4       MADEN DEĞERLEME

Maden varlıkları üzerinde hazırlanan raporlar genel olarak üç ana kategoriye ayrılmaktadır: (TERCAN, 2015):
              I.     Maden kaynaklarının kestirimi,
           II.     Madenlerin teknik değerlendirmesi ve
        III.     Maden değerlemesi.
Dünyada kaynak kestirimi ve teknik değerleme yapan birçok uzman kişi varken değerleme yapan kişi sayısı oldukça sınırlıdır. Bunun önemli bir nedeni maden değerlemenin yeni gelişen bir disiplin olmasıdır. (TERCAN, 2015)
Madencilikte gelişmiş ülkeler, bu üç kategoride de raporlama yönetmeliği çıkarmışlarken ülkemizde maalesef bu tür yönetmelikler UMREK sürecinden sonra gündeme gelmeye başlamıştır. 
Değerleme yaklaşımları temel olarak üç gruba ayrılmaktadır:
(1) Maliyet yaklaşımı, (2) Pazar yaklaşımı ve (3) Gelir yaklaşımı.
Maliyet yaklaşımı, varlığı benzer başka bir varlıkla değiştirmek ya da yerine yenisini koymak için gerekli parasal tutarın hesaplanmasına dayanır. Takdir edilmiş değer, arama harcamalarının katları ve yerbilim faktörü gibi yöntemleri içerir. Daha çok erken evre arama sahalarının değerlemesi amacıyla kullanılır. Pazar yaklaşımı, benzer varlıkların piyasadaki alış-satışından üretilen fiyatlara ve ilgili diğer bilgiye dayanır. Bu yaklaşımın temel varsayımı, bir maden varlığına bir alıcının ödeyeceği tutarın, benzer özellikteki başka bir varlığa ödeyeceğinden daha fazla olmayacağıdır. Bu nedenle benzer varlıkların satışlarına ilişkin bilginin temini değerleme için çok önemlidir. Pazar yaklaşımı; benzer satışlar yöntemi, ölçüt (ton başına değer, alan başına değer gibi) yöntemi ve ortaklık yöntemi gibi yöntemleri içerir. Bu yaklaşım her türlü maden sahasına uygulanabilir. Gelir yaklaşımı, maden varlığının işletilmesinden elde edilecek net kazancın bugünkü değere indirgenmesine dayanır. Net bugünkü değer yöntemi, gerçek opsiyon yöntemi, Monte Carlo yöntemi gibi yöntemler gelir yaklaşımı içinde yer alır. Maden varlığı kazanç elde etmek amacıyla işletileceği için gelir yöntemi, ileri evre maden sahalarına uygulanabilir. (TERCAN, 2015)
Bu üç yaklaşım, birbirinden bağımsız yaklaşımlar değildir. Bu yaklaşımlar aynı veri kaynaklarını kullanır ancak verileri, farklı yöntemlerle analiz ederler. Temel olarak üç yaklaşımın birbirlerinin bulgularını desteklemesi gerekir. Şekil4, maden varlıklarının değerlemesinde kullanılacak yöntemlerin maden projelerinin gelişim evreleri içindeki yerlerini grafiksel olarak göstermektedir (TERCAN, 2015).
Şekil 4: Değerleme yaklaşımlarının proje gelişim evreleri içindeki yeri (VenmyneDeloitte, 2013).




5       SONUÇ

Madencilik yatırımlarının projelendirme aşamalarının genel hatlarıyla incelendiği bu yazıda, akademik ve saha gerçeklerine uygun genel bir bilgi verilmesi amaçlanmıştır.Büyük yatırımlar gerektiren madencilik projelerinde, eksik yapılan değerlendirmelerin ilerleyen aşamalarda büyük zararların oluşmasına sebebiyet vermemesi için hem pozitif analiz yöntemlerine hem de normatif (kurallara uygunluk) değerlendirme yöntemlerine uygun olarak proje analizlerinin yapılması gerekmektedir. 

Ülkemizin maden kaynakları, daha aramacılık aşamasında iken muhakkak uluslararası standartlara uygun olarak raporlanmalı(Jorc, Crirsco ve UMREK gibi), kömürü örnek alırsak sadece hidrojeolojik-sismik, jeoteknik etütler değil, tüm kalite özellikleri, gaz içeriği, kendiliğinden yanma gibi çeşitli testlerin de sistematik olarak yapılması, proje güvenilirliği açısından oldukça önemlidir.  Uluslararası standartlarda raporlanmış kaynak kestirimi, kapsam raporu ve rezerv raporları ile bankable projeler üretilebilir ve üretime yönelik madencilik yatırımları için sadece yerli bankalardan değil, yabancı bankalardan da finans alabilmenin yolu açılmış olur.

Ayrıca maden değerleme ile ilgili de UMREK benzeri alt yapı ve mevzuat çalışmalarının yapılmasının, sektöre yön vereceği ve farklı disiplinlerin bir arada çalışmasını teşvik ederek mesleki uzmanlaşmaları artıracağı değerlendirilmektedir.


KAYNAKÇA



(2018). 11. Kalkınma Planı Madencilik Politikaları Özel İhtisas Komisyonu Raporu. Ankara: Strateji ve Bütçe Başkanlığı.

Ayanoğlu, K., & İlter, N. v. (1996). Kamu Yatırım Projelerinin Planlanması ve Analizi. Ankara: DPT.


Doruk, U. L. (2018). Enerji Proje Finansmanı.

Indian Minerology. (2016, 12 06). Indian Minerology: https://indianminerology.blogspot.com/2016/12/which-mine-planning-software-is.html adresinden alındı

Kayadelen, M. (2019, 06 29). Madencilik Yatırım Projelerinde Temel Kavramlar. kayadelen.gen.tr: http://kayadelen.gen.tr/docs/TemelKavramlar0208.pdf adresinden alındı


MTA. (2019). MTA 2018 Yılı Faaliyet Raporu. Ankara: MTA.


TERCAN, A. (2015). Madenlerin Değerlemesi ve Değerlendirilmesi Ders Notları. Ankara: Hacettepe Üniversitesi, Maden Mühendisliği Bölümü.


Torries, T. F. (1998). Evaluating Mineral Projects : Applications and Misconceptions . Society for Mining, Metallurgy & Exploration, Incorporated.